Yenileme Fonu Hakkında

Bir önceki “Amortismana Tabi Olmayan Varlığın Satış Kazancı Yenileme Fonu Olmaz” başlıklı yazımda yenileme fonunu Vergi Usul Kanunu 328 nci maddesine göre tanımlamaya çalışmış ve yenileme fonunun hangi şartlarla uygulanabileceğini anlatmıştım.

Ayrıca spesifik (özellikli) olarak amortismana tabi olmayan arsa satış kârının fon olarak pasifte bir fon hesabına alınamayacağından söz etmiştim.

Tavsiyem bu yazıyı okumadan önce konuyu bütünüyle kavramak için aşağıdaki butonla linkini verdiğim yazıyı okumanızdır.

Söz konusu yazıyı okumak isterseniz lütfen aşağıda butonu tıklayınız.

Amortismana Tabi Olmayan Varlığın Satış Kazancı Yenileme Fonu Olmaz

Yenileme Fonunun Muhasebesi

Yukarıda söz ettiğim yazıda da bahsettiğim gibi amortisman ayrılan bir duran varlığın satışında, satış kârının pasifte bir fon hesabına alınması halinde, bu fon ancak satışı yapılan duran varlığın yerine alınacak varlıktan ayrılacak olan amortismanlara mahsup edilerek kapatılacaktır.

Vergi Usul Kanunu 328 nci maddede belirtildiği üzere ; fon hesabına alınan tutar en fazla üç yıl bu hesapta tutulabilir ve “Her ne sebeple olursa olsun bu süre içinde kullanılmamış olan karlar üçüncü yılın vergi matrahına eklenir.”

Yenileme fonu uygulamasının bir anlamda vergi erteleme olduğunu söylersek yanlış olmayacaktır.

Şüphesiz bu vergi ertelemenin amacının işletmeleri mevcut iktisadi kıymetlerini yenilemeye teşvik ederek daha verimli çalışmalarını sağlamak olduğu söylenebilir.

Bu genel çerçeveyi çizdikten sonra yenileme fonun muhasebesine geçebiliriz.

Tek Düzen Hesap Planı’na baktığımızda “549 Özel Fonlar” hesabı bulunmaktadır.

Bu hesabın açıklaması şöyle; “İşletmede bırakılması ve tasarrufu zorunlu yasal fonlar ile diğer maksatlarla ayrılan fonlar bu hesapta izlenir.”

Herhangi bir iktisadi kıymetin satış kârını yenileme fonu olarak kullanmak istersek “549 Özel Fonlar” hesabını kullanabiliriz.

Şöyle örnekleyelim;

Bir duran varlığı yenileyeceğiz, duran varlığın bilanço değeri 10.000 TL, birikmiş amortisman tutarı 6.000 TL., bu duran varlık 7.000 TL.+ KDV’ye satıldı. Satış kârı yenileme fonu olarak değerlendirilecek.

Vergi Usul Kanunu’na uygun olarak duran varlığın satışı ile satış kârının fon hesabına alınması için şöyle bir muhasebe kaydı yapabiliriz ;

    Borç Alacak
102 Bankalar 8.260
257 Birikmiş Amortismanlar 6.000
253 Tesis, Makine ve Cihazlar 10.000
391 Hesaplanan KDV 1.260
549 Özel Fonlar 3.000
   

Bu kayıt ile duran varlığın satış kârı dönem kârının hesaplanmasına girmeyecek, dolayısıyla hesaplanacak vergi matrahına dahil olmayacaktır.

Üç yıl içinde kullanılmayan fon üçüncü yılın vergi matrahına eklenecektir.

Satılan duran varlığın yerine yeni bir varlık alındığını varsayalım, bu duran varlık 15.000 TL.ye alındı ve birinci yıl 1.500 TL. amortisman hesaplandığını kabul edelim.

Bu durumda amortismanın muhasebe kaydı şöyle olacaktır ;

    Borç Alacak
549 Özel Fonlar 1.500
257 Birikmiş Amortismanlar 1.500
   

Üçüncü yıl içinde de yenileme fonu kullanılmazsa vergi matrahına ekleneceğini yukarıda söylemiştim, bu durumda muhasebe kaydı şöyle olacaktır ;

    Borç Alacak
549 Özel Fonlar 3.000
679 Diğer Olağandışı Gelir ve Kârlar 3.000
   

 

Yenileme Fonu Muhasebesine Muhasebe Standartları Açısından Bakış

Türkiye Muhasebe Standartları’nda TMS -1 Finansal Tabloların Sunuşu başlıklı standardın “Dönem kâr ya da zararı” başlığı altındaki 88 nci maddesine göre;

“İşletme dönem içerisindeki tüm gelir ve gider kalemlerini, bir TFRS aksini öngörmedikçe dönem kar ya da zararında muhasebeleştirir.”

Türkiye Muhasebe Standartları’nı dikkate aldığımızda yenileme amacıyla satışı yapılan duran varlığın satış kârının bir gelir hesabına alınması için şu kaydı yapmamız gerekecektir ;

Duran varlığın satışının muhasebeleştirilmesi :

    Borç Alacak
102 Bankalar 8.260
257 Birikmiş Amortismanlar 6.000
253 Tesis, Makine ve Cihazlar 10.000
391 Hesaplanan KDV 1.260
679 Diğer Olağandışı Gelir ve Kârlar 3.000
   

Arızi bir karakter taşıyan duran varlık satışlarından doğan kârlar gibi gelir ve kârların “679 Diğer Olağandışı Gelir ve Kârlar” hesabına alınması gerekiyor.

Ancak yenileme fonu olarak kullanılacak satış kârının, satışın yapıldığı dönemin sonunda yenileme fonu hesabına alınmasıda Vergi Usul Kanunu 328 nci madde gereği olacak, bu kaydı ise şöyle yapabiliriz ;

    Borç Alacak
679 Diğer Olağandışı Gelir ve Kârlar 3.000
549 Özel Fonlar 3.000
   

Yukarıdaki iki muhasebe kaydı ile şunu yaptık;

Hesapladığımız yenileme fonunu önce Türkiye Muhasebe Standartları TMS-1’deki  “İşletme dönem içerisindeki tüm gelir ve gider kalemlerini, bir TFRS aksini öngörmedikçe dönem kar ya da zararında muhasebeleştirir.” kaidesine uygun olarak bilanço kâr/zararını etkileyecek şekilde muhasebeleştirdik.

Satışın yapıldığı dönemin sonunda ise,  “Diğer Olağandışı Gelir ve Kârlar” hesabına aldığımız satış kârını Vergi Usul Kanunu 328 nci maddesinde belirtilen “…, satıştan tahassül eden kar, yenileme giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta azami üç yıl süre ile tutulabilir…” hükmüne uygun olarak bilançonun pasifinde Özkaynaklar altında bulunan “549 Özel Fonlar” hesabına aldık.

Duran Varlık Satış Kârının Finansal Tablolara Yansıması

finansal_tablolar_Finansal tablolarını Türkiye Muhasebe Standartlarına göre düzenlemek zorunda olan işletmelerde finansal tabloların düzenlenmesinde; satış kârının “Diğer Olağan Dışı Gelir ve Kârlar” hesabında bırakılmasının doğru olacağını düşünüyorum.

Çünkü yukarıda da bahsettiğim gibi TMS-1’e göre, aksi öngörülmedikçe tüm gelir-gider kalemleri dönem kâr veya zararında muhasebeleştirilmesi gerekmektedir.

Yani yenileme fonunun finansal tablolarda dönem ticari kârı içinde kalması gerektiğini düşünüyorum.

Tabii ki, ticari kâr içinde bırakılacak yenileme fonu vergi matrahının hesaplanması açısından ertelenmiş bir gelirdir.

Bu çerçevede ticari kâr/zarar (muhasebe kârı/zararı)’dan hareketle vergi matrahı (vergiye tabi kâr) hesaplanırken duran varlık satışından elde edilen ve yenileme fonu olarak dikkate alınan kâr rakamının indirilmesi gerekir.

Ancak burada indirilen yenileme fonu tutarı, muhasebe standartları açısından ticari kâr/zarar ile mali kâr/zarar arasında vergiye tabi geçici fark oluşturmaktadır.

Bu durumda “TMS-12 Gelir Vergileri” standardına göre ertelenmiş vergi borcu doğacaktır.

TMS-12’ye göre; Ertelenmiş vergi borçları, vergiye tabi geçici farklar üzerinden gelecek dönemlerde ödenecek gelir vergilerini ifade etmektedir.

Ertelenmiş vergi borcu bu yazının konusu olmadığı için bu konuya girmeyeceğim.

VOLKAN KARA

Serbest Muhasebesi Mali Müşavir