Mali Analiz
Mali tabloların analizi konusuna bir yazı dizisi ile devam ediyorum. Bundan önce konuyla ilgili 2 ayrı yazı yayınladım.
Birinci yazıda, “mali tablolar analizinin amacı” ve “oranlar ile yapılan mali tablo analizi” hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra ikinci yazıda likidite ve finansal durum ile ilgili oranlarla yapılan analizleri açıklamaya çalışmıştım.
Birinci yazıyı okumak isterseniz lütfen burayı tıklayın. İkinci yazı için ise lütfen burayı tıklayın.
Bu yazıda “bilanço varlıklarının kullanılması ile ilgili oranlar” konusunu incelemeye çalışacağım, umarım finans ve muhasebe bölümlerinde çalışan arkadaşlarımızın ilgisini çeker.
Bilanço Varlıklarının Kullanılması İle İlgili Oranlar
Faaliyet oranları da diyebileceğimiz bu oranların hesabında bilanço ve gelir tablosunda oluşan rakamlar kullanılır.
Yani, gelir tablosunda işletme faaliyetleri sonucu oluşan rakamlar ile işletme faaliyetlerinin bilançoya yansıyan neticeleri arasındaki ilişki bu oranlar ile yorumlanır.
Önemli faaliyet oranlarını şöyle sıralayabiliriz ;
– Alacak devir hızı :
Alacak devir hızı, işletme faaliyetleri sonucunda oluşan alacakların tahsil edilebilme hızını gösterir.
Satışların, ortalama ticari alacaklara bölünmesi ile hesaplanır.
Formülü şöyle yazabiliriz ;
Alacak Devir Hızı = Net Satışlar / Ortalama Ticari Alacaklar
Burada dikkat edilmesi gereken iki husus var.
Birincisi, formülde pay’da bulunan toplam net satışlar yerine işletmenin gerçekleşen vadeli satış tutarının alınması (yani peşin satış tutarlarının düşülmesi) daha doğru olacaktır. Çünkü payda’da bulunan ortalama ticari alacak tutarı vadeli satışların neticesinde oluşur.
İkincisi ise payda’daki alacaklar tutarında, sadece işletmenin satışları neticesi oluşan alacakların bulunması gerekir. Mesela personelden, ortaklardan, duran varlık satışından olan alacaklar gibi işletmenin asıl faaliyeti dışındaki alacaklar olmaması gerekir.
Alacak devir hızı hakkında yorum yaparken, işletmenin geçmiş yıllardaki ve ayni sektördeki diğer işletmelerin devir hızları ile sektör ortalama devir hızları ile mukayese etmek doğru olacaktır.
Tabii ki, normal şartlarda devir hızının yüksekliği işletmenin ticari alacaklarını çabuk tahsil ettiğini gösterir.
– Alacakların tahsil süresi :
Yıllık gün sayısının ( 360 ya da 365 gün) yukarıda hesaplanması gösterilen alacak devir hızına bölünmesi ile hesaplanır.
Formülü şöyle yazabiliriz;
Alacak Tahsil Süresi = 360 (ya da 365) / Alacakların Devir Hızı
Hesaplanan bu süre, işletmenin vadeli satışlarının ortalama süresine uyuyorsa işletme alacaklarını vadesinde tahsil ediyor demektir.
Ancak bu süre, sektördeki diğer işletmelerin ve/veya sektör ortalamasına göre farklılık gösteriyorsa bunun yorumlanması gerekecektir.
– Stok devir hızı :
Bir işletmede stoklar ne kadar çabuk paraya çevrilebilmekte ? Bu sorunun cevabı stok devir hızı ile verilmeye çalışılır.
Stok devir hızı, satılan malın maliyetinin ortalama stok tutarına bölünmesi ile hesaplanır.
Formülü şöyle yazabiliriz ;
Stok devir hızı = Satılan Malın Maliyeti / Ortalama Stok Tutarı
Burada ortalama stokların bulunması için aylık (ay sonu) stok tutarlarının 12 aylık tutarının ortalamasının alınması daha doğru olacaktır. Özellikler işletmenin satışları yıl içinde dalgalı bir seyir izliyorsa bu şekilde hesaplamalıdır.
Stok devir hızı, hammadde ve malzeme stokları, mamul stokları ve hatta yarı mamul stokları için ayrı ayrı hesaplanabilir.
Stok devir hızının yüksekliğinden işletmenin stoklarını kısa sürede paraya çevirdiği anlaşılabilir, dolayısıyla (diğer koşulları göz ardı ettiğimizde) işletmenin kâr artışı sağlaması muhtemel demektir.
Ancak stok devir hızı yüksek olması, işletmenin yetersiz stoklarla çalıştığını da gösterebilir. İşletme yetersiz stokla çalışması halinde çeşitli satış fırsatlarını kaçırmak gibi bir durumla da karşılaşabilir.
İşletmede alımların ve üretimin satış programına uygun olmaması halinde, yani satış için gerekli üretimin ihtiyacından fazla stok bulundurulması, istenmeyen stokların oluşmasına neden olabilir, bu durum da stok devir hızını düşürecektir.
Stok devir hızı yorumlamak için, işletmenin geçmiş yıl hızını, ayni sektördeki diğer işletmelerin hızını, sektörün ortalama devir hızını dikkate almak gerekir.
– Stok tutma süresi :
Yıllık gün sayısının (360 ya da 365 gün) stok devir hızına bölünmesi ile hesaplanır.
Formülü şöyle yazabiliriz ;
Stok Tutma Süresi = 360 (ya da 365) / Stok Devir Hızı
Bu süre stokların ortalama kaç gün stokta beklediğini ifade eder. Sürenin kısa olması, işletmenin üretimini kısa sürede paraya çevirdiği anlamına gelir. Yani işletme stoklarının likit olma durumu yüksektir.
– Net işletme sermayesi devir hızı :
İşletmenin satışları ile net işletme sermayesi arasında yakın bir ilişki mevcuttur. Çünkü satışların artması net işletme sermayesi ihtiyacını da artıracaktır. Satış artışı doğal olarak alacakların ve stokların artışını da beraberinde getirecektir. Bu durumda işletme sermayesi ihtiyacı da artmış olacak.
Net işletme sermayesi devir hızı formülünü şöyle yazabiliriz ;
Net İşletme Sermayesi Devir Hızı = Net Satış Tutarı / Ortalama Net İşletme Sermayesi
Bu devir hızının yorumlanmasında dikkatli olmak gerekir.
Net işletme sermayesinin devir hızının yüksekliği, işletmede net işletme sermayesinin etkin yönetildiğini gösterebileceği gibi, yüksekliğin işletme sermayesinin yetersizliğinden de kaynaklandığı bir durum olabilir.
İşletmenin yüksek tutarda işletme sermayesine sahip olması, stoklar ve alacakların devir hızlarının düşmesi gibi nedenler devir hızının da düşmesini getirebilir.
İşletmenin net işletme sermayesinin devir hızının, ayni sektördeki diğer işletmeler ile ve işletmenin geçmiş yıllar hızı ile karşılaştırılması gerekir.
Mali tabloların analizinde kullanılan, oranlar ile analiz usulünün her zaman muhasebe (özellikle yönetim muhasebesi) ve finans bölümlerinde çalışanların ilgi noktası olduğunu düşünmekteyim. Bu açıdan, bu yazı dizisine bir yazı daha yazarak devam edeceğim.
VOLKAN KARA
S. M. Mali Müşavir
Faydalanılan kaynak : Finansal Yönetim, Dr. Öztin Akgüç, Muhasebe Enstitüsü Yayın No: 65
Üstad merhaba
Şirketimiz bir satış ve dağıtım şirketidir. Şirket bilançosunda Özkaynaklarımız/Toplam aktifler = %26 seviyesinde.
Böyle bir şirketin Özkaynaklar/Toplam Aktifler yüzdesi ne olmalıdır. Şirketin sermaye ihtiyacını nasıl bir yaklaşım ile hesaplamalıyım.
İyi çalışmalar.
Yüksel KURT
[email protected]
Bu konuda öncelikle şu linki tıklayarak yazıyı okumanızı öneriyorum ; http://muhasebeciyorumluyor.com/mali-tablolar-analizi-2/
Öz kaynaklar/aktif oranının yüksek olması firma riskini azaltacağı için tercih edilir. Bu oranın % 50 ve üzeri olmasının faiz yükü ve alacaklılar baskısını azaltacağı düşünülebilir.
Bu oranın düşük olması bazen işletmeleri önemli sıkıntılara sokabilmekte. Özellikle finansal kriz dönemlerinde, satışlarda meydana gelen önemli düşüşlerde (bu düşüş miktarsal ya da fiyat düşüşü şeklinde olabilir) , alacakların tahsilinde yaşanan gecikme ve güçlüklerde işletmeleri sıkıntıya sokabilir.
İyi çalışmalar…
İyi akşamlar. Stok devir hızını hesaplarken ölü stoklar (1 yıldan uzun süredir satılmayanlar) ve yoldaki stoklar (müşteriye giden) hesaplamaya dahil edilmeli midir?
stokları bilançodan çıkardıktan sonra hesaplama yapınız
Merhaba. Alacak devir hızında net satış rakamı kdv dahil mi olmalı yoksa kdv sini rakamın içinden alıp mı hesaplıyoruz.
Net satışlarda kdv olmadığına göre ayırabiliyorsanız alacaklar içindeki kdv’yi çıkarıp kdv’siz alacakları kullanmanızın daha doğru olacağını düşünüyorum.
Net kar/STMM bize ne sonuç verir.
Nasıl yorumlamak lazım.Karlılık hesaplarken dönemin satışlar üzerinden oranlamak daha doğru ama STMM üzerinden oranladığımız zaman çıkan sonuç işletme hakkında ne söylenebilir.Tşkler.
Net kâr analizi gelir tablosu analizidir. Bu çerçeveden baktığımızda net satış hasılatı 100 kabul edilir ve brüt satış kârının, faaliyet kârının, dönem kârının ve net kârın bu yüz değeri içindeki payı bir anlam ifade eder. Buna dikey yüzdelerle analiz denmektedir.
Bu durumun mantığını kendi açımdan şöyle ifade edebilirim;
Net kâr sadece satılan ticari mallar (sizin ifadenizle (STMM) katkı payından oluşmaz, işletmenin diğer faaliyetlerinden de oluşabilir. Bir başka ifadeyle işletme ana faaliyeti olan satışı gerçekleştirirken ürün veya hizmet satışından kaynaklanmayan başka gelirler de elde edebilir. Mesela finansal açıdan baktığımızda satış gelirinden oluşan nakit fazlalığını repo geliri elde ederek değerlendirebilir.
Yani repo gelirini satış faaliyeti sonucu elde ettiği nakit sayesinde elde etmiştir ve bu gelir net kârın içindedir. Dolayısıyla net kârı analiz ederken kendisini oluşturan ana girdiyle mukayese etmek daha doğrudur.