Muhasebeci Gözüyle İşletme Sermayesi -2
İşletme Sermayesinin Bilançodaki Yeri
Yazının birinci bölümünü okumak isterseniz ; lütfen burayı tıklayın.
Bu ikinci bölüm ile işletme sermayesinin bilançodaki yerinden, rasyolardan ve yetersiz işletme sermayesi nedenlerinden bahsederek konuyu tamamlamaya çalışacağım.
İşletmelerin finans ve muhasebe bölümlerinde çalışan arkadaşlarımızın konuyu ilginç bulacaklarını umuyorum.
Yazının birinci bölümünde brüt işletme sermayesinin, bilançonun aktifinde bulunan dönen varlıklar olduğunu söylemiştik.
Bunların neler olduğuna bakacak olursak ;
Bilançonun aktifinde bulunan,
- Hazır değerler,
- Menkul kıymetler,
- Ticari alacaklar,
- Diğer Alacaklar,
- Stoklar,
- Gelecek aylara ait giderler ve gelir tahakkukları,
- Diğer dönen varlıkları, sıralayabiliriz.
Bu sıralamanın bir yerde nakte dönüşme sırası olduğunu da görüyoruz.
İlk sırada bulunan hazır değerler bildiğimiz gibi, kasa, çekler, banka mevduatları gibi çok likit olan değerlerdir.
İkinci sırada yer alan menkul kıymetler ise, hisse senetleri, tahviller gibi yukarıdakilere göre daha yavaş paraya dönüşebilen değerlerdir.
Üçüncü sıradaki ticari alacaklar, müşterilerden olan alacaklar, alacak senetleri, verilmiş olan depozito ve teminatlar gibi ilk iki sıradakilere göre daha az likit olan değerlerdir.
Stoklar ise yukarıdakilere göre daha zor nakte dönüşen değerler olarak sıralanmaktadır.
Bu açıklamalardan sonra işletme sermayesinin yeterliliğini ölçmek için kullanılan rasyolara geçebiliriz.
İşletmelerin kısa vadeli borçlarını ödeme gücünü göstermek açısından, bu oranlar önemli göstergelerdir.
Bunlar ?Likidite Oranları? olarak da isimlendirilebilir.
İşletme Sermayesini Ölçen Rasyolar (Oranlar)
Yetersiz İşletme Sermayesinin Nedenleri
Burada işletme sermayesinin yetersiz olmasına önemli neden olarak gördüğüm birkaç durumdan bahsetmek istiyorum.
- Kısa vadeli yabancı kaynaklarla duran varlıkların alımının fonlanması. Bu yazının birinci bölümünde de bahsetmiştim, duran varlık uzun vadede paraya dönüşür, ancak kısa vadeli borçlar bir yıllık hesap dönemi içinde ödenmesi gerekmektedir.
- İşletmenin alacaklarının vadesinde tahsil edilememesi ve /veya tahsili şüpheli hale gelen alacakların artması, tahsil imkanının ortadan kalkması.
- Temettü (kâr payı) dağıtımında, işletme nakit akışı dikkate alınmadan işletme sermayesini tüketecek şekilde dağıtım kararı alınarak uygulanması.
- İşletmenin sürekli zararlı faaliyet göstermesi yüzünden kısa vadeli borçları ödemek için fon sağlanamaması.
Sonuç olarak yukarıda saymaya çalıştığım sebepler veya başka sebeplerden dolayı işletme sermayesi yetersizliği yaşanması halinde, ilk sırada kredi veren bankalar nezdinde işletmenin itibarı düşecek ve dolayısıyla da işletmenin başarısız olmasına neden olabilecektir.
Şahsi kanaatime göre bütün bu anlattıklarımdan çıkan sonuç ; işletmeler için çalışma sermayesi ( bu yazı boyunca ifade ettiğim işletme sermayesi) hayati öneme sahip olup, yönetilmesi başta finans yöneticilerinin (finans yöneticileri olmayan işletmelerde muhasebe yöneticilerinin) sorumluluğunda olan, işletmeye faaliyet başarısı getiren, fonların verimli ve etkin kullanılmasını sağlayan bir yönetim stratejisidir.
VOLKAN KARA
S. M. Mali Müşavir
Son Yorumlar